dagur kari etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dagur kari etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Şubat 2011 Cumartesi

The Good Heart

İzlandalı yönetmen Dagur Kari, Noi Albinoi ile sinemaseverlerin kalbini fethettiğinden beri Kuzey Avrupa sineması daha çok takip edilir oldu.Dagur Kari bu kez The Good Heart filmi ile kalbimizdeki yerini  daha da sağlamlaştırdı.Olduğu gibi, göründüğü gibi bir film bu.Tek kelim ile naif bir film diyebilirim.Yine kaybeden kahramanlar ve bu sefer bir bar filmi.Meşhur Barfly filmini izlemedeim ama bu izlediğim en iyi bar filmi diyebilirm.Bar kültürü ile ilgili müthiş bakış açıları,enfes diyaloglar,ders niteliğinde bilgiler var.


Konuya gelirsek kısaca şöyle;Evsiz barksız iyi kalpli Lucas hastanede kalp hastası bar sahibi huysuz Jacques ile tanışır.Jacques hastaneden çıktıklarında Lucas'i bulur ve ona bir teklifte bulunur.Sonrası ise eğlenceli bar felsefeleri ve 2 farklı hayatın acı tatlı yanları ile dolu müthiş bir hikaye.Jacques in yılların birikimi bar tecrübeleri,katı kuralları,bozuk bir ağzı ve hasta bir kalbi vardır,Lucas ise onun tam tersi karakterde iyi kalpli düşünceli ve paylaşmayı seven bir gençtir.Bu dostluğun sebebi ve sonuçları ise filmimizin spoilerini oluşturur.



Filmi sadece Dagur Kari sevenlere değil herkese öneririm.Oldukça eğlenceli,asla sıkmayan, zaman zaman komediye varan çekici bir tarzı var.Bazı sahnelerde Noi Albinoi 'ye göndermeler mevcut,müzikler ise yine Slowblow'dan.Oyunculardan Lucas'ı oynayan Paul Dano, Messi'ye ikizi kadar benzemekte.Daha önce Little Miss Sunshine'da pilot olmak isteyen evin delikanlısını ve There Will Be Blood'da küçük rahip rolünü başarı ile oynamıştı.Yeteneği tartışılmaz. Jacques'i oynayan Brian Cox un ise daha çok dizilerde oynadığını öğrendim.Dizi kültürüne uzak olduğum için kendisini sanırım ilk defa izledim ama o da inanılmaz oynamış,umarım devamı gelir.
Kısacası bu filmde hayat var,aşk var,arkadaşlık var.Filmi izleyip de sevmezseniz içkiler benden söz.