19 Şubat 2011 Cumartesi

Black Swan : Kadınların Fight Club 'ı

Black Swan'ı genel olarak beğendim diyebilirim ama kesinlikle yönetmenin en iyi filmi değil bana göre.Filmin drama ile başlayan psikolojik gerilim ile devam eden,yer yer çok kısa bile olsa korkuya kayan türler arası gezinen bir yapısı var.Oyunculuklar olağanüstü,herkes döktürmüş.Kamera kullanımında ise biraz requiem for a dream havası buldum ve sahnelerine göre yerindeydi bu kullanım

--- spoiler ---

Finalini tahmin etmek zor değil,sanırım iyi bir sinema izleyicisi filmin ortalarında kızın kendini işine(veya sanatına) fazla kaptırmasından dolayı işlerin çığrından çıkacağını,gödüklerinin bazılarının halisülasyon olduğunu ve tıpkı sergileyecekleri oyunda olduğu gibi finalinde hayatını kusursuz rol için feda edeceğini tahmin edebilir.En azından benim için çok da sürpriz bir final olmadı.Yalnız filmde beğendiğim nokta yönetmenin bize kızın neden bu kadar rolü için tutkulu olduğunu inceden göstermesi oldu.Kızına aşırı düşkün,onu sık sık telefonla arayan,gece onunla uyuyan,sürekli odasının kapısında biten anne,hala 12 yaşında bir kızmış gibi bol ayıcıklı bir oda dekoru.Kızımız dünyasında sıkışmış,mastürbasyon sahnesinde bu sıkışmışlık çok iyi iletilmiş izleyiciye,tam yatağında kendini tatmin esnasında yanındaki koltukta annesini görüp vazgeçmesi herşeyi çok net açıklamış.Geçmişinde başarısız olmuş ebebeyn kızını dünyaya getirdikten sonra bir nöbetçi gibi beklemiş ve odasından çıkarmamış onu.Kendisinin gerçekleştiremediği başarıları hep ondan beklemiş.Hatta bir sahnede anne-kız tartışmalarında "ben senin için kariyerimi bıraktım" diyecek kadar ileri gidiyor sanki kariyeri çok önemli bişeymiş gibi.Kariyer denilen bela modern insanın en büyük düşmanlarından.Bu açıdan bakılırsa Haneke'nin La Pianiste filmindeki ana temaya yakın bir söylem söz konusu.Tabi LaPianiste çok daha sert bir film ve orda bastırılan duygular Black Swan'daki gibi içe değil dışa vuruluyor..Neyse efenim kısacası kızın hayatta tek kaçış yolu oynayacağı oyun ve sahip olduğu bu rolü öylesine sahiplenerek oynuyor ki tüm hayatını oyuna dönüştürüyor bize de bu oyunu izlemek düşüyor.

--- spoiler ---

Aronofsky iyi filmler yapmaya devam ediyor,sürekli üstüne katıyor,sıradaki filmini şimdiden merak ettiriyor.

1 yorum:

TurboDreams dedi ki...

çok beğenerek izledim bu filmi , yorumlarına da son derece katılıyorum =) Kadınların fight club'ı güzel bir benzetme olmuş :):)